ATATÜRK MÜZESİ
İmamzade Raşid Ağa Konağı, sivil mimarinin ve Kayseri evlerinin güzide örneklerinden biri olmasının yanı sıra, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk Kayseri ziyaretinde (19 Aralık 1919) burada ağırlanmasıyla, ev yakın tarihin önemli mekanlarından birisi olmuştur. Melikgazi ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde yer alan, XIX. yüzyıl Geç Osmanlı Dönemi’ne ait eski bir Türk evidir. 1976 yılında Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiş, 1978 yılında da Kültür Bakanlığı'nca kamulaştırılmıştır. Daha sonra konak restore edilmiş, 1983 yılında “Atatürk Evi” olarak ziyarete açılmıştır. 19 Aralık 1988 günü de binanın ikinci katı tekrar düzenlenerek “Atatürk Müzesi” olarak hizmet vermeye başlamıştır. Birinci katta Kültür Bakanlığı’nın Galeri Müdürlüğü’nün yönetim büroları ve sergi salonu yer almaktadır. Aynı malzeme ve işçilikle yapılmış bir çok Kayseri evinin, bugün ayakta kalabilen birkaç örneğinden birisi olan bina, ilginç mimari özelliklere sahip, el işçiliği fazla olan, yerel özelliklerin etkisinde kalarak yapılmış bir sivil mimarlık yapısıdır. Orta Çağdan beri süregelen, çevresel yapı geleneğinin son örneklerinden birisidir.
KAYSERİ LİSESİ-(Milli Mücadele Müzesi)
Derece–yî Ûlâ Mekteb–î Mülkiye İdadisi II. Abdülhamid zamanında, 1904 yılında inşa edildiği kabul edilir. Eserin tamamında, düzgün kesme taş kullanılmıştır. Revak kemerlerinde ise kahverengi taş tercih edilmiştir. Eğitim–öğretim ilk olarak Kapan Mahallesi’nde Seyfullah Efendi konağında başlamıştır. Lisenin ilk bölümü olan ortaokul (Rüştiye), Kayserili Kaptan–ı Derya olan Ahmed Paşa tarafından 1870 yılında yaptırılmıştır. Bugünkü Kayseri Lisesi'nin 1. katı, H.1322/M.1904 yılında Kiçikapı Mahallesi’nde yapılmıştır. Binanın 2. katı 1915–1916 yılında tamamlanmış, ismi de “Sultanî” olmuştur. 1927 yılında “Kayseri Lisesi” adını almış ve faaliyete geçmiştir. İki katlı binanın ihtiyaca cevap vermemesi üzerine, 1927’de ek bina yapılmıştır. Aynı yıl lisenin 20 m güneydoğusuna konferans salonu, yemekhane ve kütüphane eklenmiştir. Kayseri Lisesi, kuruluşundan itibaren bölgedeki tarihi eserlerin toplandığı müze görevini de yaparak, Kayseri müzeciliğinin temelini oluşturmuştur. 2014 yılında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokol ile 50 yıllığına Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin tahsisine karar verildi. Şu anda Milli Mücadele Müzesi ismi ile halkın hizmetine açılmıştır.
AHİ EVRAN ZAVİYESİ(Esnaf ve Sanatkarlar Müzesi)
Şehir merkezinin güneyinde, Talas Caddesi üzerinde, Döner Kümbet ve Emir Ali Türbesi’nin yakınında yer almaktadır. Bütün prensiplerini “Dinin asıl kaynağından alan, ahlâkla sanatın, konukseverlikle yardımseverliğin uyumlu bir terkibi halinde, yardım temeli üzerinde kurulmuş olan, asırlarca bütün esnaf, sanatkâr ve meslek erbâbına yön vererek onların çalışmalarını düzenleyen Ahilik Teşkilatı’nın kurucusu olan ve “Ebu’l–Hakayık” unvanıyla da anılan Ahi Evran, Kayseri’de de Ahilik Teşkilâtı’nın kurulmasına öncülük etmiştir. Bu yönüyle Türk Kültür tarihinde ilk esnaf teşkilatının kurucusu olan Ahi Evran’ın Kayseri’deki faaliyetleri, kendisinin ölümünden sonra da esasları belirlediği sistem üzerinde asırlarca devam etmiştir. Yaşadığı yıllarda adına inşa edilen “Ahi Evran Zaviyesi”, Osmanlı Devleti’nin son asrına kadar varlığını muhafaza etmiştir. Bugün Talas Caddesi’nde bulunan zaviye, bu anlamda önem taşımaktadır. Anadolu’da XIII. yüzyılda zaviyelerde uygulanan plan şeması ile benzerlik göstermektedir. Zaviyenin duvar örgüsüne, plan şemasına bakmak XIII. yüzyılda yapılmış olduğu kanaatini uyandırır. Ahi Evran Zaviyesi; bugün Röleve ve Anıtlar Kurulu tarafından eski eserler kapsamına alınmış, onarımı Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılarak, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ne “Ahi Evran Zaviyesi Esnaf ve Sanatkârlar Müzesi” olarak kullanılması amacıyla tahsis edilmiştir ve 2002 yılından beri müze olarak kullanılmaktadır.
GEVHER NESİBE ŞİFAHANESI (SELÇUKLU UYGARLIĞI MÜZESİ)
“Çifte Medrese” olarak da tanınan Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyasiye Medresesi, Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı, Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine, kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1205-1206 yıllarında yaptırılmıştır. Sade mimarisiyle dikkat çeken külliye, Anadolu mimarlık tarihininin günümüze kalan en önemli yapılarındandır.
Osmanlı Dönemi’nde kısmen onarılmış olmasına rağmen, harap haldeyken 1960’lardan itibaren başlayan kapsamlı restorasyon çalışmaları yapılmıştır. 1980’li yıllardan itibaren Erciyes Üniversitesi tarafından Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılmıştır. 2012 yılında Çifte Medrese’nin kullanımının Belediyemize devredilmesiyle Selçuklu Müzesi kurma çalışmaları başlamıştır.
Yapıdaki başta çatı olmak üzere küçük onarımlar, müze koleksiyonunun oluşturulması, içeriğinin hazırlanması 2 yıl boyunca yoğun bir biçimde devam etmiştir. Sonunda kent için tarihsel ve imgesel değerinin yanı sıra, yerel ve evrensel kültürel mirasın da önemli bir parçası olan bu anıt eser, Belediyemiz tarafından, Anadolu Selçuklu dünyasını farklı yönleriyle tanıtan bir müzeye dönüştürülerek 21 Şubat 2014 tarihinde hizmete açılmıştır.
Kent tarihinden yola çıkarak Anadolu ortaçağına ve Selçuklu Uygarlığına odaklanan müze tematik bir yaklaşımla planlanmıştır. Bir kısmında Selçuklu Medeniyeti ile ilgili uygarlığı ön plana çıkaran müze, diğer kısmı ise şifahiye özelliğini ön plana taşımaktadır. Selçuklu Uygarlığı ile ilgili olan kısımda; 'Selçuklu Kenti', 'mimarisi', 'sanatı', 'bilimi', 'giysisi' gibi unsurlar ile 'Kayseri'de Selçuklular', 'Anadolu'da Selçuklular' gibi kısımlar yer almaktadır. Şifahiye ile ilgili kısımda ise; 'hastalıklar', 'tedavi yöntemleri ve aletleri', 'bilginler', 'ecza', 'su ve sağlık', 'müzik ile tedavi', 'renk ile tedavi' gibi kısımlar bulunmaktadır.
Müze içerisinde sergilenen Selçuklu ve yakın dönemine eserlerinin yanı sıra, etkileşimli ve teknolojik görsellik içeren alanlar yer almaktadır. Böylece ziyaretçilerimiz; dinleyerek, deneyerek, uygulayarak ve teknolojik aletleri kullanarak Selçuklu Medeniyeti hakkında bilgiler almaktadır. Ayrıca çocukların müzeyi ve Selçuklu'yu sevmesi için çocuk odamızda çizgi filmler ve çeşitli oyunlar bulunmaktadır. Yine müze içerisinde çeşitli konser ve kültürel faaliyetlerin yapılacağı mekanlar bulunmaktadır.
KAYSERİ ARKEOLOJİ MÜZESİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan 30.04.2012 tarihli protokol ile Kayseri İç Kale’de yeni bir müze yapımına karar verilir. Projesi Kültür ve Turizm Bakanlığınca onaylanan müzenin yapımına 2013 yılında Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından başlanır ve son eksiklikleri 2019 yılı Mayıs ayında tamamlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığına teslim edilir. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığının temin ettiği işçi ve araçlarla 2019 yılının Mayıs ayında taşınma işlemine başlanarak, eserlerin yeni müzeye taşıma ve teşhir tanzim işlemleri Eylül ayında bitirilir. Kale, Kayseri Büyükşehir Belediyesince kültür ve sanat merkezi olarak (kafeteryalar, sanatçılar sokağı vs.) kullanılmakta olup, bodrum katı ve asma katı ise Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilerek müze alanı olarak düzenlenmiştir. Yapılan protokol gereğince müzenin, inşası ve teşhir-tanzimi Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolünde Büyükşehir Belediyesince finanse edilmiştir.
Asma katında idari bürolar yer alan müze 5500 m2 alana oturmaktadır. Müzede; ihtisas kütüphanesi, konferans salonu, çocuk eğitim alanı, laboratuvar, geçici sergi salonu, DÖSİM satış mağazası, depolar, 8 bölümde eser sergi salonu ve girişte büyük taş lahitlerin sergilendiği açık teşhir alanı yer almaktadır.
Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Anadolu halkı, insanlık tarihinin en önemli buluşu olan yazıyı ustaca kullanmanın yanında, antik uygarlıkların temelini oluşturan Mezopotamya kültürü ile ilişkiler kurmuştur. Felahiye ilçesi yakınındaki kum ocaklarında bulunmuş bir toplu buluntu grubu, teber biçimli 11 balta, sap delikli 3 balta, 1 asa başı ve 11 çalparadan oluşmaktadır. Bu eserler Kayseri’nin günümüzden 4300 yıl önce de maden sanatı açısından önemli bir merkez olduğunu göstermektedir. Silahların yanında bulunan çalparalar Erken Tunç Çağı’ndan beri ritüellerde müzik aleti olarak kullanılmıştır. Müzenin Hitit bölümünde, ilimiz Sarıoğlan ilçesine bağlı Çiftlik köyünde bulunan altından yapılmış bir Güneş Tanrıçası Heykelciği sergilenmektedir. Hitit İmparatorluk Çağı’na tarihlenen heykelcik, arkalıksız, yanları hafif yukarı kalkık bir tahtta oturmakta, vücudunu tamamen örten kalın bir manto ve yuvarlak bir başlık giymektedir. Klasik ve Arkaik döneme ait (MÖ 680-330) müzede sergilenen eserler arasında en önemlileri sikkelerdir. Arkaik dönemde ilk sikke basan Lidyalılardır. Onları Pers kralları ve Grek şehir devleti idarecileri takip eder. Müzede; Roma Dönemi’ne ait heykeller, seramikler, (terra sigillata adı verilen seramik türü en çok kullanılanıdır ve siyah-kırmızı renktedir.) sikkeler, kandiller, figürinler, heykelcikler, tıp aletleri, bronzdan yapılmış silahlar, takılar, semboller ön yüzde görülürken, Hellenistik dönemde arka yüzde yer almaya başlamış, İmparator tasvirleri ise ön yüzde kullanılmıştır. Müzede Hellenistik dönem heykeller, sikkeler ve cam şişeler önemli yer tutar. Osmanlı bölümünde ise kale ile uyum sağlaması açısından delici ve kesici silahlar ile iç kalenin bir maketi yer almaktadır. Müzenin çıkışında İslami dönem kitabeler ve mezar taşları sergilenmektedir.